Türkiye’de,
bölgemizde ve uluslararası alanda gündem, -tabir yerindeyse- yükünü fazlasıyla
almış durumda.
Küreselleşen
dünyada herhangi bir ülkede meydana gelen bir olay milyarlarca dünyalı
tarafından anında takip edilmekte. Herkes her şeyi hemen öğrenmektedir.
Gelişen
teknoloji, internet ve sosyal medya, doğru-yanlış demeden insanlığın önüne her
şeyi boca etmektedir.
Böyle bir
karışıklığın içerisinden doğruları bulup, buna göre strateji üretmek, siyaset
üretmek, doğru bilgiyle doğru kararlar almak ve bunlara dayalı olarak problem
çözmek, zulmü ve zalimi ortadan kaldırmak, sulhu-sükûnu, adaleti sağlamak,
demokrasi için iş birlikleri geliştirmek, dostluklar kurmak ve insanlığa hizmet
oldukça zordur.
Bütün
dünyada böyle bir hercü-merc yaşanırken yeryüzünde 1.5 milyar Müslümanın hâli
nicedir denirse; hali-pürmelâlimizi benden daha iyi bildiğinizi biliyorum.
Ancak,
dünyada yaşanan bu karanlık tablo içerisinde bizim ülkemiz ve insanımız
tarihinden gelen engin kültürü ve devlet tecrübesiyle hem İslam âlemi, hem
insanlık için ümit ışığıdır. İslam âlemi, her bakımdan bu ışığa muhtaçtır.
Kendisiyle
8 yıl çalışma şansına eriştiğim, merhum Turgut Özal 25 yıl önce; “TÜRK
MİLLETİNİN ÖNÜNE GELEN BU HACET KAPISI 500 SENEDE BİR GELİR. BU FIRSAT HER
ZAMAN GELMEZ. 200 MİLYONLUK TÜRK ÂLEMİ BİZİ BEKLİYOR. İYİ DEĞERLENDİRİRSEK
21’İNCİ ASIR TÜRK ASRI OLACAKTIR. KAVGAYLA BU FIRSATI HEBA ETMEYELİM” demiştir.
Ülkemiz
geçmişte kavgadan çok çekti. 10 yıldır siyasi istikrar neticesi ülkemiz hızla
kalkınmakta, güzel işler yapılmaktadır. Pek çok sektörde büyük mesafeler
alınmıştır. Ancak; bu uzun ince bir yoldur. Daha çok mesafe var gidilecek.
Dünya pek
çok meseleyle boğuşurken, bizim de Suriye krizi ve terör başta olmak üzere Kürt
meselesi, uzun tutukluluk hâlleri, buna bağlı olarak açlık grevleri;
demokratikleşme açısından önemli sıkıntılarımız elbette. Ancak bu sıkıntılar
aşılamayacak şeyler değil.
Yeni
Anayasa ve yasal düzenlemelerle çözülecektir. Yeter ki istişareyi elden
bırakmayalım. Kavga etmeden tartışmasını bilelim. Kim olursa olsun
karşımızdakini mutlaka dinleyelim.
Adaleti
kendimizden olanlara, zulmü karşımızdakine tatbik edersek, biz de zalimlerden
oluruz. Adalet herkese her zaman lazımdır.
Ancak bunun
yanında bölücü, hain, haset, yıkıcı, dalkavuk, yağcı, yalaka, yalancı ve menfaatçiler
her zaman her yerde bulunur. Bunlardan kurtulmalıyız.
Toplumun
her kesimini ilgilendiren işlerde ben değil, biz diyelim. Lafta değil icraatta
gösterelim. Manevi anlamda nefislerimizi hizmet için kurban edelim. Egolarımızı
aştığımız an her engel aşılacaktır. Güzel yarınlar bizimdir.
İdrak
etmekte olduğumuz Kurban Bayramı’nın bu fırsatı kazandırması ümit, temenni ve
duasıyla herkesin bayramını tebrik ederim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder