38 yıldır
aralıksız süren PKK terörü ve burnumuzun dibindeki Suriye ile yaşanan kriz:
Suriye'de
Bayramda ateşkes ilan edilsin, gibi hiç olmazsa biraz yumuşama emareleri var.
Ayrıca, bugüne kadar izlenen politikanın gözden geçirileceği intibaı
ediniyoruz. Bu sevindirici bir gelişme. Suriye problemi tamamen Türkiye'nin
üzerine kalmış ve bu olayda Türkiye yalnız bırakılmıştır.
Birkaç
gündür, hem Suriye hem de Kürt meselesinin çözümü için yeni mesajlar veriliyor.
Bayram üstü bu tür mesajlar bir nebze de olsa milletimizi umutlandırmaktadır.
Her iki meselede de bu güzel hava "en kötü senaryolara" dönmemeli.
Ne Türkiye
başka bir coğrafyaya ne de Suriye dünyanın bir başka yerine gidecek değildir.
Kıyamet kopana kadar komşuluk devam edecektir. Madem bu mesele üzerimize kaldı,
zararın neresinden dönülürse kârdır diyerek, komşuluk hukukunu da dikkate
alarak biz çözelim. Bölgesel güç olan ülkemize de bu yakışır. Savaşla değil
barışla büyük ülke olalım. Sorunu da "SIFIRLAMIŞ" oluruz. Savaş
sadece silah tüccarlarının cebini doldurur, insanlığın ise bedeninde ve
vicdanında derin yaralar açar.
Mübarek
Kurban Bayramı vesilesiyle önce ateşkes sağlanmalı. Katliamlar ve göç
durdurulmalı. Hatta çantasını torbasını alıp gelenlerin güvenliği garanti
altına alınsa; bayramı evlerinde geçirseler ne güzel olur? Bu kısa zamanda
mümkün olmaz elbette. Diplomasi, savaşa değil barışa yol yöntem bulma
sanatıdır. Mutlaka tutulacak bir taraf bulunur diye düşünelim, çalışalım ve dua
edelim...
Kürt
meselesi ve PKK:
Terörü
sonlandırmak ve Kürt meselesinde Hukuk ve Demokrasi kuralları içerisinde çözüm
üretmek devletin görevi. Bu konuda Hükümet her yolu deneyerek açıktan ya da
gizli barış için çok çaba harcadı. İster doğrudan PKK, ister sinsi
provokasyonlar bu çalışmaları maalesef baltaladı.
Birkaç
gündür yapılan açıklamalara bakılırsa, Devletin yeniden bir çabanın içine
girdiği anlaşılıyor. Bu teşebbüs de boşa çıkmamalı. Hükümetin bu samimi
gayretine muhalefet, sivil toplum örgütleri, medya ve bölge halkı destek
olmalı. İktidar da çözüm çalışmalarına herkesi ortak etmeli. En küçük bir fikir
kırıntısından bile yüksünmeden istifade etmeli.
Bu, milli
birlik meselesidir. İktidarın tuttuğu yöntemlerde yanlışlıklar olabilir.
İkazlar yıkıcı ve moral bozucu değil yapıcı ve şevklendirici olmalı. Muhalefet
samimi anlamda risk almalı elini taşın altına koymalı. Sadece şehit
cenazelerinde değil, masa başında da bir araya gelelim.
18 yıl
İHA'da görevim sırasında haberci olarak izlediğim PKK ve Kürt meselesini, 8 yıl
Merhum Özal'la aktif siyaset dönemimde kendisinden dinlediğim çözümle ilgili
tespitlerimi yazacağım. Bu konuda masa başında oturup uzman geçinenler,
yıllardır bu konudan para kazanan kitap tüccarları derde deva yerine ceplerine
"mani" indirmişlerdir. Kürt meselesi, terör örgütünün ve
tüccarlarının değil topyekûn bizim meselemizdir.
Bayramlarımız
zehir olmasın.
Milletimizin
ve İslam âleminin mübarek Kurban Bayramını tebrik ederim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder