Yazının
başlığı, 2000 yılında vefat eden Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Oramiral Güven
Erkaya’ya ait.
Geçtiğimiz
hafta Erdoğan Hükümeti alkol yasası çıkardı. Amaç özellikle gençleri alkolden
korumak ve sağlıklı bir nesil yetiştirmek. Bu zaten Anayasanın da amir hükmü.
Bunun üzerine sanki alkol yasaklanmış gibi gürültü koparıldı. Kim
çoluğunun çocuğunun alkolik olmasını ister, kimse istemez elbette.
Gel gör ki
bir kısım medya, muhalefet ve STK’lar (MHP yasaya destek veriyor) alkol
fabrikaları bombalanmış gibi bir hava oluşturuldu. Büyük şamata koparıldı.
Bunun nedeni yasayı AK Parti Hükümetinin çıkarmış olması.
Alkol
meselesin de belli çevreler, içmeseler bile yaşam biçiminin bir parçası sayarak
sınırlamadan tedirgin oluyorlar. Ayrıca Laiklik ilkesinin de suyunun
kesileceğini düşünerek karşı çıkıyorlar.
Bazen de
alkole, ideolojik anlamlar yükleyerek mesaj verme aracı olarak kadehler
doldurulur ya da tutulur.
28 Şubat
aktörleri, Doğru Yol Partisi ile Refah Partisi’nin koalisyon kurmasını
istemediler. Ancak bütün entrika, baskı ve gayretlerine rağmen Refah yol
koalisyon hükümeti kuruldu. Hükümetin büyük ortağı merhum Erbakan Başbakan
oldu.
1996 yılı
Askerî Şûra toplantısına Merhum Başbakan Erbakan Başkanlık ediyor. Akşam da
mutat olarak Şûra üyelerine yemek veriliyor.
Bu yemekte,
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya’nın başlıktaki sözünün
hikâyesini Emekli Büyük Elçi Taner Baytok’un “Bir Asker, Bir Diplomat” notlarından
okuyalım.
Erkaya;
Başbakanın yemeğine giderken eşim Gülden’e çok muhtemeldir ki, bu akşam yemekte
bize içki vermeyecekler, dedim. Ayrıca medya da orada olacak.
Garsonların
servis yaptıkları tepsilere baktım, alkollü içki yok. Garsondan bir kadeh rakı istedim.
“Alkollü içki yok efendim” dedi. Peki istesek de vermez misiniz? diye
sordum. Vermememiz emredildi efendim dedi.
Emir
subayıma; “Git sen içeriden bir rakı al da getir” dedim.“Komutan çok
ısrar ediyor” dersin. Dışişleri protokol görevlisine de söyledim. Kimse
istemediği için alkol ikram etmiyoruz deyince; “Öyleyse ben istiyorum, bana bir
kadeh rakı gönderin” dedim. Biraz sonra garson kimse görmesin diye kadehi
peçeteye sarıp getirdi. Ben de peçeteyi açtım ve “Böyle daha güzel gözüküyor”
diyerek güldüm.
Böylece ben
rakı kadehini ön plana çıkardım. Basının ilgisi de benim kadehimdeydi...
Genelkurmay
Başkanı geldi. Başbakan onu doğrudan yemek masasına aldı. O da “Ben şarap
içeceğim” dedi.
Yemekten
sonra Genelkurmay Başkanı beni evden telefonla aradı. “Aferin Güven, çok iyi
yaptın. Ben de biliyorsun şarap içtim” dedi.
Bu olay
benim Refah Partisiyle iktidarda ilk karşılaşmam idi.
Sonrasında
zaten Refah Yol Hükümeti yıkılıyor...
Gördüğünüz
gibi içki, politik kavga ve bir iktidarı yıkma aracı olarak kullanıldı.
Hem içkiden
hem de kavgadan uzak durun!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder