Nihayet
cumhuriyet savcısı iddianameyi hazırladı. Mahkeme iddianameyi kabul ederse; 28
Şubat aktörlerinin yargılaması başlamış olacak.
Bu
dava, çok önemli... Bu dava, bir darbe davasından çok öte anlamlar ifade
eden bir dava... Bu dava, sermayenin renklendirilerek el değiştirmesinin
istendiği dava. Her türlü insani hakları gasbedilenlerin davası... Bu
dava, yolu ve önü kesilenlerin davası... Bu dava, mazlumların davası... Bu
dava, geceleri ağlayanların davası... Bu dava, yok edilmek istenen kurumların
davası... Bu dava, her devirde her renge giren bozguncu, gammazcı,
darbecileri bile aldatan sahtekârların açığa çıkarılması davası... Bu dava
mühim...
***
Daha önce
yazdığım 8 Mart 2013 tarihli makalede “28 Şubat’ın sadece askerlerle sınırlı
tutulması eksik kalır ve adalet tecelli etmez. Bu süreçte askerlerin
arkasına saklanarak rol, makam ve sermaye kapanlar hesap vermelidirler” diye
yazdım. Umarım dava sürecinde bunlar da hesaba çekilirler.
Bu sürecin
başaktörlerini şöyle sıralamışız.
A- Askerler
B- Medya
C- STK’lar
D- Siyaset
kurumu
E- Sermaye
Askerler:
28 Şubat, darbe yapmaya aşina, koruyup kollama da tavizsiz, Demokrasi neymiş,
halk iradesi neymiş, hakimiyet kayıtsız şartsız milletin ne demekmiş, bu
Cumhuriyeti “kanla irfanla kurduk” biz koruruz. Kepimizin üzerine kep kabul
etmeyiz, diyen ve halkına karşı daima müteyakkız bir damar barındı TSK’nın
içerisinde. Bütün darbelerin ideolojisini öğreten, geliştiren ve gerçekleştiren
bu damardır.
Esas
itibariyle milletimiz tarafından “Peygamber Ocağı” diye vasıflandırılan
TSK kurumunun tamamını darbeci saymak asla doğru değildir. Emir-komuta
disiplini esas olan bir kurumda içi sızlayarak emirleri uygulamak zorunda
olanlar da vardır. Bunlar; kanunlara, demokratik sisteme ve halk iradesine
saygılı, vatanperver ve vazifesine sadık, oldukça başarılı, sadece mesleğini
icra eden kadrolardır...
Ayrıca
bölgemizin jeopolitiği nedeniyle; kendi işini iyi yapan, politikaya bulaşmayan
güçlü ve teknolojik kabiliyeti yüksek profesyonel bir orduya ihtiyaç var
elbette.
Darbeci
damarın yaptığı bütün zulüm ve yanlışlıklara rağmen Türk milleti Türk Silahlı
Kuvvetlerine daima sevgi ve güven duymuştur...
Bu darbeci
damar 28 Şubatta bilinen darbelerden biraz daha farklı bir yöntemle sivil
iktidarı devirmiş, 1402 sayılı bildiriler yayınlama yerine 18 maddelik MGK
bildirisiyle isteklerini sivil bohça içerisine kamufle ederek alınacak
reform(!) tedbirlerini gelen-giden hükümetlere kabul ettirmiştir.
TRT’den
klasik Hasan Mutlucan marşıyla duyurma yerine MEDYA silahşorları vasıtasıyla
“Post modern darbe” ismiyle “28 Şubat” tarihteki yerini almıştır...
Mahkeme
iddianameyi kabul ederse, askerlerin bu dava sürecini takip edeceğiz. Siyaset
kurumu, sermaye, STK’lar ve medyadan meydana gelen bohçacı ve medya
silahşorlarını da yargının önüne çıkarmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder