Otuz
yıldır acımasızca can ve mal kaybına sebep olan ülkemizin kalkınmasının önünde
en büyük engel teşkil eden bölücü terör örgütü PKK, her zaman Türkiye'nin
öncelikli meselesi olmuştur. Gelmiş-geçmiş hükümetler bu belânın bertaraf
edilmesi için güvenlik eksenli bütün imkânları sonuna kadar kullanmışlardır.
Bunun için milyarlarca dolar harcanmış, ancak terör örgütü, kan akıtmaya ve
ocakları söndürmeye devam etmiştir... Güvenlik eksenli çözümler; zaman zaman
"rutin dışı" uygulamaları da beraberinde getirmiş, bu uygulamalar
bölge insanımızın büyük sıkıntılarla karşılaşmasına neden olmuş, göçler ve köy
boşaltmalar, meselenin çözümünde de hiçbir işe yaramamıştır. Sadece istismar
edilmiştir. Otuz yılda geldiğimiz nokta budur...
PKK,
dünyanın kabul ettiği bir terör örgütüdür. Her ne kadar bazı ülkeler ve
odaklar, menfaatleri icabı kullanmak niyetiyle örtülü destek olsalar da gerçek
budur.
Sayın
Başbakanın da açıkça ifade ettiği gibi güvenlik güçleri PKK'ya karşı
mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. 75 milyonluk Türkiye; terör meselesine
bir otuz sene daha böyle bakamaz! Güvenlik tedbirlerinin yanında huzuru
sağlamış, kalkınmanın nimetlerini bölge insanlarıyla kardeşçe paylaşan, etnik
ve kültürel farklılıklarla tarih boyu bir arada yaşamış, asırlarca da yaşamayı
gerçekleştirecek silahtan başka yol yöntem bulacaktır. Bu zihin değişimini
gerçekleştirmeliyiz. Bunu yapabilmek için kavga etmeden tartışırsak bir sonuca
varabiliriz.
Kürt
meselesinin kökeninde sebeplerden birisi sayılan kurucu iradeden kalan, eski
anlayışlara takılıp kalmamalı. Çözüm önerilerine samimi olarak destek olmalı...
Türkiye
yeni bir anayasaya kavuşacaktır. AK Parti bu işin öncüsüdür. Terör meselesinin
çözümünde yeni anayasa çok önemli bir fırsattır. Bunu; kişilerin yararlanacağı
düşüncesine ve beklentisine kapılmadan sivil bir anayasa mutlaka yapılmalıdır...
AK Parti
hükümeti terörü gündemden çıkarmak için "Millî Birlik ve Kardeşlik
Projesi" uygulamasını başlattı. Habur ve Oslo denemelerinde mesafe
alınamadı. Otuz yılın meselesi otuz günde çözülecek diye yüksek bir beklentiye
girmemeli. Sabırlı olunmalı.
AK Parti
hükümeti devlet mekanizmalarıyla terör örgütünün başı ile İmralı'da birinci
görüşmeyi yaptı. Bir değişiklik olmazsa bugün de üç kişilik BDP heyeti ikinci
görüşmeyi yapmak için İmralı'da olacaklar...
Heyet
seçimi BDP'nin kurumsallığını belki sıkıntıya sokar. Bunu da Öcalan'la BDP
düşünsün...
İsimlere
bakınca; İmralı görüşmelerinden sonra yeni anayasa yapılması hızlanacaktır.
Ayrıca bu anayasada, Millî Birlik ve Beraberliğimizi bozmayacak yeni
düzenlemeler için doğru ve katkı sağlayacak bilgilerin geleceğini düşünüyorum.
Elbette heyet bir şeyler koparmak için değil de samimi olarak çözüme
odaklanırsa mesafe alınacaktır.
Çözüm
için sürdürülen görüşmeleri İmralı ile sınırlı olacağını düşünmüyorum. Başka
yerlerde de temasların sürdürüldüğünü sanıyorum. Hayırlı bir sonuç için bu da
gerekli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder