Yıl 1988
15-16 Haziran, yer, Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu. Anavatan Partisi 2’nci
Büyük Kongresi toplandı... İzmir ANAP Merkez İlçe Başkanı ve Büyük Kongre
Delegesi olarak salonda yerimizi aldık.
İki yılda
bir yapılan bu kongreler, bir yandan partiyi yönetecek organları seçerken diğer
yandan da iktidarda yapılan icraatların örgüte ve kamuoyuna anlatıldığı,
demokratik tartışma zeminleridir...
ANAP, 20
Mayıs 1983’te Turgut Özal liderliğinde; Milliyetçi, Muhafazakâr, Sosyal
Adaletçi ve ekonomide Liberal umdeler esas alınarak kuruldu. Aynı zamanda;
yıllarca birbiriyle yan yana bile gelmemiş insanları barıştırdı ve
birleştirdi...
ANAP 1983
ve 1987’de iki dönem iktidar oldu... Özal, otuz yıllık devlet tecrübesi, çağını
aşan vizyonu, dünyayı tanıması, güçlü donanımı, birikimi, engin hoşgörüsü,
zengin maneviyatı, tevekküle dayanan cesareti, tarih analizi, sabrı ve herkesle
diyalog kurabilen şahsiyeti ve mütevazı bir halk adamı olarak Başbakan oldu...
Tanzimat’tan bu yana iliklerimize işlemiş “bizden adam olmaz” kompleksini
kıran, kibirlenmeden kendimiz olmayı, kavga etmeden tartışmayı, olmaz yerine
olumlu bakmayı ve zihniyet değişimini gerçekleştiren, yerleşik sistemi sarsan,
tabuları yıkan; reaksiyon politikalar yerine aksiyon politikaları uygulayan,
Halka hizmet, Hakka hizmettir inancıyla beş yılda tozu dumana katmış, ülkeyi
şantiyeye çevirmişti. Hayal bile edilemeyecek büyük işler başarıyordu. Herkes
şaşkındı İnsanımız eziklikten kurtuluyor, inancına dönüyor, dünyaya gözünü
açıyordu... Ülkeyi ekonomik olarak ters yüz eden icraatları yanında darbe
liderinin Çankaya’da oturduğu, darbe Anayasası’nın yürürlükte olduğu,
köşebaşlarını darbecilerin tuttuğu bir ortamda ince taktikleriyle derin
dehlizlerden vesayet altındaki demokrasiyi çekip çıkarıyor bugünlerin yolunu
açıyordu.
Teşebbüs
Hürriyeti, Düşünce ve İfade Hürriyeti, Din ve Vicdan Hürriyetini sağlamak için
141-142 ve 163. maddeleri kaldırdı...
Kongre
kürsüsünde yukarıda özetlediğim icraatlarını anlatıyordu. Ülkenin dört bir
tarafından gelen on binlerce insan heyecan içerisinde Özal’ı dinliyordu. Buyur
kardeşim bu işi de değiştirdik cümlesini kurarken bir anda iki silah sesi
duyuldu. Özal acı içerisinde alt dudağını ısırarak yavaşça kürsünün arkasına
çöküyor. Herkes şokta! Tribünde üçüncü sıradayım. Özal’ı merak ediyorum. Bir
adam önümde yuvarlanarak kaçmaya çalışıyor. Sonra Kartal Demirağ olduğunu
öğreneceğimiz tetikçi imiş!.. Kısa bir süre sonra Özal kalkıyor. Kurşunlardan
birisi mikrofon borusuna, diğeri başparmağını sıyırıyor. Mendille sarıyorlar...
Ve Özal yeniden; Kadere imanın tam bir tezahürü olan kalbi sesi, salonu ve
ülkeyi sarıyor. “Allahın verdiği ömrü, onun izninden başka alacak yoktur. Biz
de ona teslim olmuşuzdur” diyen nidâ. Ve konuşma tamamlanıyor...
Bu ses ve
nefes 17 Nisan 1993 Cumartesi günü Rabbine teslim oldu. Ancak dosyası
kapanmıyor, savcı bey aracıyı bulacak mı? Bekleyeceğiz.
Haftaya
kongrenin ikinci günü Özal’a kurşunsuz darbeyi anlatacağım... Allah rahmet
eylesin. Mekânı cennet olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder