Bilindiği
gibi Habur ve Oslo süreçleri başarısızlıkla sonuçlandı. Hükümet’in tekrar
“Barış ve kardeşlik” projesini hayata geçirmek için kapsamlı bir çalışma
başlattığı anlaşılıyor. Bu çalışmayı, siyasi irade adına MİT’in yürüttüğü
komuoyuna yayıldı. Ardından BDP’li iki milletvekili İmralı’yla görüşme
yaptılar. Bundan sonra bu görüşmeler değişik aktörlerle devam edecek. Umalım
Habur ve Oslo gibi olmasın.
Bu konuda
farklı yönlerden iki makale yazdım.
Öcalan’ı
bize teslim edenler, onun rolünü de tayin etmeden teslim ettiklerini
düşünmüyorum. Devrin başbakanı Ecevit “Bunu bize niye teslim ettiler
anlamadım.” diyerek şaşırdığını ifade etmişti. O günden bu güne niye teslim
ettiklerini araştıran ve anlayan var mı acaba?
Öcalan
ister dışarıda, ister içeride olsun milletimiz çok ağır bedeller ödedi.
Çocuklar, yaşlılar, gelinler, kızlar. Elleri kınalı şehitler verdik. 40 bin can
gitti. Milletimiz Milyar dolarlar masraf etti. Kürt’ün-Türk’ün, hepimizin
lokmasından gitti bu paralar.
Terör
örgütü için endüstri oluştu. Ayaklarındaki botlar, sırtlarındaki parkalar ve
donlar, yiyecek ve içecekleri, barınma ve bir yığın ihtiyaçlarını kim ya da
kimler yapıyor ve satıyor. Yıllardır silahları kimler üretiyor, kimler
ulaştırıyor. Bu zincir bir türlü bulunamadı ve kırılamadı. Hani dünya şeffaftı.
1996
yılında Öcalan’la yaptığım röportajda bunları ve Çekiç Güç yardım ediyor mu
diye sordum. Silah hariç Çekiç Güç helikopterlerden yiyecek-giyecek atıyorlar
demişti. PKK kendi başına bir örgüt değil.
Gazeteci
Serdar Turgut, uzun yıllar Washington’da temsilcilik yaptı. Bu sürede sağlam
dostlar edindi. Bunlarla bazen buluşur, bazen de telefonla görüşür. Otuz yıl
önceki bir buluşmada kaza ya da planlı olarak gördüğü “Kâbus harita” diye
nitelediği bir haritadan bahseder.
Serdar bey,
yakında Obama seçimini izlemek için Washington’a gitti. O dostlarından biriyle
randevulaştı. Buluşmak için Pentagon’a gider. Bir kafeteryaya yönlendirilir.
İşaret edilen odaya destursuz girer. Bir masanın etrafında dört kişi vardır.
Ortada Serdar beyin Amerikalı ve Yahudi arkadaşı, üç kişiden biri Washington’da
tanıştığı PKK temsilcisi, diğer ikisi Barzani ve Talabani’nin temsilcileridir.
Masada otuz yıl önce gördüğü “Kâbus harita” vardır. Serdar beyin 2 Kasım
tarihli yazısından okuyabilirsiniz. Bu gelişmeler bizi o haritaya doğru mu
götürüyor diye sorar yazısında. Benim de kafamı karıştır.
O “Kâbus
Harita” diye anlattığı taslak haritayı kim çizmişse yanlışlarla dolu bir harita
olmuş bana göre.
Haritanın
doğrusu benim odada. Bizzat 2’inci Abdülhamid Han tarafından 1893 yılında
Beyrut’ta bir Amerikan matbaasına bastırılmış. Serdar beye gösterdim. Yerim
olsaydı buraya da koyardım.
Koca bir
İmparatorluktan küçük bir toprak parçası kaldı elimizde. ABD haritalar
değişecek demişti. Aman bizden uzak olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder