Uzun bir
süredir PKK’nın elinde rehin bulunan 8 vatandaşımız ailelerine kavuştu. Asker,
polis ve kaymakam adayından oluşan bu kamu görevlilerinin teröre kurban
gitmeden analarına, babalarına yâr ve yavrularına kavuşması herkesi sevindirdi.
İnsani ve
vicdani bir duygu.
Geçtiğimiz
haftaki yazımızda “gündem yoğunluğuna göre” 28 Şubat Post Modern Darbesini
sadece askere ciro etmenin adaletin tecellisi için yeterli olmayacağını ve bu süreçte
kişisel ya da kurumsal rol, yer ve avanta kapmış olanların da adalet terazinde
tartılması lazım geldiğini yazdım. Bu manada 28 Şubat Post Modern Darbesini
önümüzdeki yazılarımda analize devam edeceğimi belirmiştim.
Uzun yıllar
sıcak gündemi takip etmiş bir haberci olarak geçen hafta ortasında 8 canın sağ
salim kurtulmasını önemli bir gündem sayıyorum.
***
Uzun bir
süredir PKK’nın elinde rehin olan kamu görevlisi vatandaşlarımızın “İmralı
Süreci” kapsamında serbest bırakılması bu sürecin başarılı olması için atılan
küçük bir adım.
İki
noktadan meseleye olumlu bakmak lazım:
-Habur
gösterisi, Oslo görüşmeleri ve İmralı tutanaklarının sızdırılmasından beklenen
muhtemel provokasyonlara fırsat verilmemiştir.
-Uzun
zamandır PKK’nın elinde rehin tutulan kamu görevlisi vatandaşlarımız, sağ-salim
alınmıştır. Hiçbir Allahın kulu; “Devletin itibarı beş paralık olmuştur.
Ölselerdi de böyle olmasaydı” diyemez. Ateş düştüğü yeri yakıyor çünkü. Kan
akmadan netice alınmıştır. Canlar canlarına kavuşmuştur. Hayırlı bir neticedir.
Bu olayda
olumsuz olarak bakılabilecek birkaç noktaya işaret etmek isterim:
-Teslim
alma sırasında PKK militanlarıyla karşılıklı tutanak imzalanması milletimizin
büyük bir çoğunluğunun yüreğini sızlatmıştır. Şehit ailelerinin yüreklerine taş
bastıklarına inanıyorum.
Dün ben bu
satırları yazarken Dışişleri Bakanı Diyarbakır’da yaptığı konuşmada “İnsan
onurunu korumak lazım” diyordu. Kürt-Türk ayırmadan herkesin yani milletin
onurunu korumak lazım.
Teslim
sırasındaki fotoğrafa bakılırsa rehin olan Amasyalı uzman çavuşun, Tokat’ta 7
askerin şehit edilmesi emrini veren PKK militanına bakışında bu sızının izini
görmek mümkün. Böyle bir tutanağa ve görüntüye ne gerek vardı. Habur’un farklı
bir versiyonu oldu.
Tutanağın
içeriği ne olursa olsun PKK ile protokol yapmak örgüte önemli bir PR ve
motivasyon sağlamıştır. Bu rehineler pazarlıksız bile (Sayın Atalay pazarlık
sonucu değil diyor) olsa serbest bırakılmaları İmralı sürecinin güven arttırıcı
bir unsuru olabilir. Ancak bu meşru iki devlet arasındaki müzakerelerde sözü
edilebilir. PKK bir terör örgütüdür. Onun muhatabı ancak siyasal uzantısı BDP
olabilir.
Bu
kavramların; farklı harita ve oluşumlar peşinde koşan Batılı odaklar tarafından
sürecin ters gitmesi halinde önümüze konacağını asla unutmamalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder