10 Ocak
Perşembe günü Paris’te öldürülen PKK’lı üç kadının cenazeleri Türkiye’ye
getirildi. Diyarbakır’a, oradan da doğum yerlerine gönderilerek defnedildiler.
Perşembe
günü PKK’lı üç kadın için Diyarbakır’da bir miting düzenlendi. Bu miting,
patırtısız-gürültüsüz geçmişte beynimize kazınan o malum kanlı-dumanlı aksiyon
görüntülerini görmeden sulh içinde neticelendi şükür.
Habur ve
Oslo süreçlerinin Tahrik (Provoke) edilmiş olması; İmralı ve Kandil hattında
başlatılan bu yeni süreci de sabote eder mi? korkusuyla günlerdir;
Politikacısı, Gazetecisi ve toplumun her kesiminden herkesin ağzından çıkan ve
kaleminden akan tek deyim aman (Provokasyon) tahrik olmasın idi. Korkulan
olmadı.
Ak Parti
hükümeti, terörü ve Kürt meselesini ülke gündeminden çıkarmak amacıyla uzun
zamandır planlayıp sürdürdüğü “Milli Birlik ve Kardeşlik” projesini hayata
geçirmek için büyük risk aldı ve sürdürüyor. Herkesin destek olması lazım.
Ancak Üç
PKK’lı cinayeti nedeniyle aman tahrik olmasın, süreç zarar görmesin derken;
PKK’nın ve yandaş kalemlerinin otuz yıldır bir türlü gerçekleştiremediğini bir
hafta içerisinde bilerek ya da bilmeyerek hepimizin katkısıyla ulusal ve
uluslar arası alanda PKK lehine mükemmel bir (Public Relations Pr) Halkla
ilişkiler çalışması yaparak gerçekleştirdik. Herkesin diline “Savaş-Barış”
kavramlarını yerleştirdik. Artık “Savaşan” taraflar var. Muhtemel ki masada
savaşanlar müzakeresi olursa; sürecin yeni zorluğu da bu olacaktır.
Bugüne
kadar hep kavram olarak “Terör Örgütü” “Bölücüler” “Bölücü Terör Örgütü”
“Hainler” “Bebek Katili ve katilleri” gibi kavramlar kullanılırdı. Dünya
medyasında zaman zaman PKK militanlarına Özgürlük Savaşçıları kavramını
kullananlara biz de çok öfkelenirdik.
Müzakereler
bu yeni kavram üzerinden yapılacak olursa; başka bir zorluk tezahür edecektir.
Görüldüğü
gibi yol uzun, ince ve çetrefilli.
>>
Mehmet Ali Birand:
Ünlü
Gazeteci ve TV’ci Perşembe akşamı öldü. Ailesinin, meslektaşlarının, kurum
çalışanlarının ve hepimizin başı sağ olsun.
Mesleğinde
hiç yorulmayan her zorlukta yılmadan bir çıkış yolu bulan, sektörün içerisinde
kendi yerini hakkıyla hak etmiş, haberciliği iyi bilen, kovalayan, bu âlemin
uluslar arası şöhreti idi.
-Birand’la
18 yıl İHA’daki görevim esnasında çok iş görüşmelerim ve çeşitli toplantılarda
sohbetlerim oldu.
-Birand’la
nerede ne zaman karşılaşsam; Fevzi, Sayın Enver Ören İHA’yı kurmakla bir ilki
başlattı. Bundan sonra gelenler hep ikinci olur. Siz daima büyümek zorundasınız
derdi.
Biz İHA
LOGO’sunu savunurduk. Bana; LOGO bir bayrak ve emeğin karşılığı bir semboldür
der kapatmamağa çalışırdı.
- Birand,
İHA’sız yapamayız. Görüntülere biraz daha itina gösterin derdi. O arada gülerek
özel bir şey var mı kulağına gelen diye haberci refleksiyle sormadan duramazdı.
İnsan nasıl
yaşarsa öyle ölür denir. Mehmet Ali Birand da yaşadığı gibi öldü. Önemli bir
kayıp.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder